Anamurda Gidilecek Yerler
Kilikya'da eski çağlarda orduların ve ticaret kervanlarının başlıca geçit yollarının dışında kalan Anamur ve çevresi gerçekte çok değerli ve özgün bilgiler verecek niteliklere sahiptir.
Mersin iline bağlı Anamur, yurdumuzun 24 sayılı Karayolu üzerinde yer alır. Yüzölçümü 2005 km.'dir. Mersin iline 230, Silifke'ye 138, Bozyazı'ya 16, Gazipaşa'ya 79; Aydıncık'a 52 km, Alanya'ya 125 km. uzaklıktadır. Batısında Antalya iline bağlı Gazipaşa, kuzey doğusunda Gülnar, kuzeyinde Karaman iline bağlı Ermenek, doğusunda Bozyazı ilçeleri yer alır.
Harita 1 -Map 1
Anamur Burnu; Paleozoyik (Birinci Zaman) Y. 570 - 225 milyon yıl öncesi kireç taşlarından oluşmuştur. Ovayı çeviren kıyı dağları poleozoikin perm ve karbonifer dönemlerinden oluşmuştur.
İlçe sınırları içerisinde bulunan asal Toros dağlarının başlıcaları, Alamusa dağı, 2013, Karagedik Dağı 650, Dayılı Sarmış Dağı 1316, Elmakuz Dağı 1600 m. yüksekliktedir.
Dağların denize bakan kısımlarında Platolar oluşmuştur. Anamur'dan sonra Bozyazı ilçesini de içine alan bu geniş platonun suyunu Anamur'da Dragon "Arymagdus", Sultan Suyu, Bozyazı'da Sini çayı Kaledranda Anıtlı (kaladran) çayı denize boşaltır.
Anamur çevresinde ormanları oluşturan bitki örtüsü kızılçam, karaçam, sedir, köknar. ardıç, meşe, titrek kavak, dişbudak, şimşir, çınar, tesbi, piynar meşesi ve tüm Akdeniz'e özgü makilerdir.
Tarım alanlarının sınırlı olmasına karşın muz, zeytin, narenciye, hurma, susam, yerfıstığı, sebze meyve türlerinin hemen hepsi yetiştirilir. Pasiflora, ananas, kivi, avakado üretimi yapılır. Anamur kıyılarında Akdeniz'in en lezzetli balıkları tutulur.
Anamur Hitit döneminden Kizuvatna krallığının etki alanındaydı. Bu krallık zaman zaman Hititlere bağlı duruma girmiştir. Yerleşme İ.Ö. 8. yüzyılda Asurluların egemenliğine geçti. 6. yüzyılda Anadoluya giren Perslerce denetim altına alındı. İ.Ö. 333'te ise Büyük İskender'in doğu seferi sırasında Makedonya Krallığına bağlandı. Bu dönemde Anemurion adıyla anılan kentin çevresi, çeşitli dönemlerdeki onarımlarla günümüze ulaşan ve kale görünümünü alan iç içe iki dizi surla çevriliydi. O dönemde Soloi'den Aspendos'a giden kıyı yolu Anemurion'dan geçmekteydi. Büyük İskender'in İ.Ö. 323'te ölümü üzerine kurulan devletlerden Selevkos'ların eline geçen yerleşme İ.Ö. I. yüzyılda Roma egemenliğine girdi. Roma İmparatoru Caligula doğu Akdeniz kıyısındaki kimi kıyı kentleriyle birlikte Anemurium'u da Kommagene krallığına verdi.
Harita 2 - Map 2 (Antike Welt)
Roma İmparatorluğunun ikiye bölünmesiyle Anamur ve yöresi Bizans'a geçti. (I.S. 395) Bizans döneminde Anadoluya yönelen Arap akınları Abbasi halifesi Mansur zamanında başladı. (8. y.y.) Bu tarihten sonra Anadolunun güneyindeki bir çok yöre gibi Anamur da Arap ve Bizans arasında bir kaç kez el değiştirdi. Selçuklu Türkleri Anamur kalesini ele geçirdikten sonra yöre Türk egemenliğine girer. Selçuklunun güçsüzleştiği dönemde Karamanoğullarının yönetimine giren kent 15. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı topraklarına dahil edildi
Anamur’a yerleşen Türk boyları Oğuzların YIVA boyuna mensupdurlar. II. Beyazit döneminde İç-il deki büyük kuruluşlardan birisi de YIVA oymağı idi. İç-il yivaları büyük ve küçük olmak üzere iki kola ayrılırlar. Bu dönemde YIVA boyuna mensup kırk köyün mevcut olduğu kayıtlarda geçer.
Anamur ve çevresinde Toros ilçelerinden inen dağların uç noktaları büyülü bir ortam yaratarak falez kayalıklarla bütünleşir. Denizden dağlara doğru çıkıldıkça sayısız yayla yerleşimine ulaşılır. İlkbaharda dağ zambaklarının yanında çok sayıda çiçeğin süslediği dağlar bir renk cümbüşü içinde sonsuz etki yaratırlar.
Dağlarda yaşantılarını evcil hayvanların ürünlerine bağlayan göçebe topluluklarının en önemli estetik üretim biçimlerinden olan kilim dokumaları Orta Asya motif ilişkilerini günümüze taşırlar. Bu kilimler boncuklu, çiğni, düşük, ala, aynalı gibi adlar alırlar.
Özgün halk sanatçılarının yanında yöreden derlenmiş oyunları uygulanan özgün halk dansları toplulukları bir çok kez Türkiye birinciliği kazanmışlar, ünlerini tüm dünyaya duyurmuşlardır.
Anemurium Feneri -Anemurium Light Tower
Nem oranının düşük olduğu bir dönemde Anamur'dan Kıbrıs'ın silüetini seyretmek sonsuz bir duygu yaratır.
Kış aylarında havanın uygun olduğu zamanlarda denize girdikten sonra "yayla"da kayak yapma olanağı elde edebilirsiniz.
Kalıntılarıyla eşsiz bir görünüm arz eden Anemurium da duru pınar temizliğindeki dünyanın en güzel denizinde yüzdükten sonra tarihi kalıntıların arasında Fransız deniz fenerine tırmanarak açık denizi seyredebilirsiniz.
Yüksek kesimlerde Sugözünden 5 m. genişliğinde dev bir pınar olarak ortaya çıkan sular Dragon çayı ile denize ulaşır. Gün batımında gizemli bir ışık yağmuruyla kıpkızıl olur.
Anamur ve Çevresindeki kumsallarda caretta-carettalar insanlar birlikte yaşarlar. Kaplumbağa populasyonunun yoğun olduğu kumsallarda yaklaşık 500 yuvadan 45.000 yavrunun yumurtadan çıkarak denize ulaştığı saptanmıştır.
Deniz Kaplumbağası (Caretta - Caretta) - Sea Turtle (Caretta Caretta)
Akdeniz Foku - Mediterranean Seal ( Monachus Monachus)
Türkiye kıyılarında 70 adet Akdeniz foku (monachus monachus) saptanmıştır. Bunlardan 25 adedi Mersin ilinin Bozyazı, Anamur, Aydıncık ilçeleri kıyılarında yaşamlarını sürdürmektedir.
Anamur'da çok sayıda temiz pansiyon ve otel mevcuttur, pansiyon ve oteller dışında daha çok sevenlerin tercih edecekleri orman ve denizin iç içe yer aldığı Pullu ve Dikilitaş orman kampinglerinde kalabilirsiniz. Turizm Müdürlüğü telefonu 0324 814 40 58
Pullu Orman Kampı - Pullu Forest Camping
Anamur ve çevresinde zengin mağara sisteminin bilimsel envanterinin yapılması içn BUMAK tarafından yapılan araştırmalar bu doğal varlıkların ortaya çıkartılmasını sağlamaktadır.
Anamurun kuzey batısındaki Çamurlu yaylasından sonra 4 saatlik bir yürüyüşle 1890 m. yükseklikteki Çukurpınar adlı düden mağaranın ağzına gelinir.
Çukurpınar mağarası dünyanın en derin mağarası olan Fransa'daki mağaradan sonra ikinci sırayı alır. BUMAK ekibi 1420 metreye kadar keşiflerini tamamlamışlardır. Araştırma ekibi bu doğa harikasını keşfettikçe bulunan yerleri özelliklerini dikkate alarak bölümlere, ışıltılı, kurnalı galeriler, zümrüt, sarkaçlı, derin göl, basamaklı, sanat gölü gibi adlar koymuşlardır.
Çukurpınar mağarasında biriken sular duru pınar olarak Sugözünde ortaya çıkar ve Dragon çayına karışır.
Çukurpınar mağarası alp'in kıvrılmasından etkilenmiş horizontel diskordan olarak miyosen denizinde çökelmiş kalker içinde bulunan düden oluşumlu aktif bir mağaradır.
Abanoz yaylasındaki suyun gözü olarak bilinen Bicikli mağara sarkıt ve dikitlerden oluşur.
Çaltı Mağarası - Cave of Çaltı
Anamur'un 500 m. kuzey doğusunda bulunan Buğu mağarasına diaklaz (çatlak)tan girilir. Mağara içi fosil konumunda olup, küçük bir salondan oluşur.
Anamur'un 15 km kuzey batısında bulunan Ovabaşı köyünü geçtikten sonra Köşekbükü mağarasına ulaşılır. Toplam 500 m. genişliğindeki mağara ışıklandırılarak turizme açılmıştır. Çevresinde 4. zamana ait tabaklanmış kaya dokuları yer alır.
Mağara içi sayısız sarkıt ve dikitlerden oluşmuştur. Astım hastalığına iyi geldiği iddia edilen mağara içi dilek, şifa ve huzur bölümleri olarak üç bölüm halindedir.
Anamur'a 25 km. uzaklıktaki Karaçukur köyünde bulunan Kazıklar mağarası içerisinde bir mağara gölü yer alır.
Anamur'un kuzeyinde bulunan Yukarı kükür köyünden üç saatlik bir yürüyüşle Dede mağarasına ulaşılır, mağara içi yaklaşık 40 m. olup fosil konumundadır:
Türkiye'nin 570 milyon yaşındaki kayaçlarından oluşan en büyük mağarası Aydıncık yakınlarında bulunmuştur. Mağara içerisinde renkli damlataş oluşumu göl içerisinde 40 m. derinliğe kadar iner. Oluşum fok balıklarının üreme alanı konumundadır.
Çukurpınar Mağarası - Çukurpınar Cave
Türkiye'nin en derin mağarasına iniş hikayesini okumak için tıklayınız...
Anamur merkez olmak üzere yöreye özgü sivil mimarlık örnekleri Ortaköy ve Bozyazı da yoğunlukla yer alır.
Konutlarda geleneksel yapı zeminde ahır üzerine iki katlıdır. Üst oturma yerleri genellikle orta sofadan köşelerdeki odalara açılan kapılar, birbirini dik olarak kesen sahınlarla haç plan oluştururlar.
Ahırın üzerinde ikinci katta balkonlu ve tek odalı olarak inşa edilmiş yörede "köşk" olarak adlandırılan mimari biçim son derece özgündür.
Hakkı Efendi Konağı - Hakkı Efendi Mansion
Kısa Kahya Evi Restütisyonu-Oruç Çakmaklı Kısa Kahya House-While reassembling
Anamur Evi Fresko-Anamur House Fresco
Mamure Kalesi, Antalya-Mersin karayolu üzerinde Anamur'a 8 km. uzaklıkta Bozdoğan köyü sınırları içerisinde yer alır. Üç bölümden oluşan kalenin 39 kulesi camisi ve hamamı bulunur.
Mamure kalesi bir çok Anadolu kalesinde olduğu gibi antik temeller üzerine kurulmuştur. 1988 yılında Anamur Müzesi Müdürlüğünce yapılan kurtarma kazılarında M.S. 3.-4. yüzyıllara ait. "Ryg Monai" adlı fazla etkili olmayan Geç Roma kentine ait tabanları mozaik döşeli yapı kalıntıları ortaya çıkartılmıştır.
Mamure kalesi 14. yüzyılda Karamanoğulları tarafından önemli ölçüde onarım gördüğünden adı. "Mamure" olarak değiştirilmiştir. Kale daha sonra 15 ve 16. yüzyıllarda küçük onarımlar görmüş, 18. yüzyılda Osmanlılar tarafından yeni eklentiler yapılmıştır.
Şikari tarihine göre; Anamur ve Taşelinin kafirler tarafından zapt ve harap edilmesi üzerine, Karamanoğlu Mahmut bey (1300 1308 M.) beyleri ve 36.000 kişilik ordusuyla düşmanı bozguna uğratıp, kaleyi ele geçirdiği ve yeniden mamur edip, adını "Mamure" koyduğu kaydı geçer.
Yapıda, mazgal ve siperleriyle üst yapı, alt kısımları etek gibi genişleyen duvarlar görülür.
Kale birbirinden yüksek duvarlarla ayrılmış, doğudaki iç avlu, batıdaki dış kale, bunların güneyinde kayalıklar üzerine inşa edilmiş iç kaleden meydana gelir.
Güneyde, sahil kenarında, kuzey doğuda baş kule olarak adlandırdığımız yüksek ve çok katlı gözetleme formlarında beş kule, köşe burcunun yanında üst örtüsü tamamen yıkılmış fener kulesi yer alır. İç avlunun kuzey batı sınırını oluşturan yüksek surda değişik şekilli yedi adet burç olup, bunlardan kuzey doğu tarafındakiler duvarla birlikte yıkılmışlardır.
Dış kalede çeşmesi, depoları, sarnıçlar ve işlevini hala çözemediğimiz bazı yapı kalıntıları yer alır.
Kaleden zamanımıza gelmiş tek yazıt batı cephe duvarları üzerindedir. Yazıtta özetle; "Karamanoğlu Alaaddin oğlu Mehmet oğlu Sultan İbrahim inşa etti. Bu tarih Mükerrem Şevval ayında yazıldı," yazılıdır.
Kale komutanının veya dizdarının konutu iç kale girişinin karşısında yer alır.
Mamure Kalesi - Mamure Castle
Mamure Kalesi Yazıtı - Mamure Castle Inscription
Mamure Kalesi - Mamure Castle
Mamure kale camisi, Mamure kalesi içerisinde yer alır. Yapıya basık kemerli taş kapıdan girilir. Merkezi kubbeli yapıda, sekizgen tambura geçiş Selçuk üçgenine benzeyen pandantif bingilerle sağlanmıştır.
Camide, duvarlarda taş ve tuğla sıraları uyum içinde örülmüş kubbeye geçişte ve saçaklarda tuğladan tırnak süsleri yapılarak etki yaratılmıştır.
16. Yüzyıl Osmanlı mimarisinin klasik öğelerini taşıyan caminin ilk yapılışı Karamanoğulları'na aittir.
Caminin önünde yer alan küçük kemerlerle dekore edilmiş sarnıç beşik tonozludur.
Mamure Kalesi Camii - Mamure Castle Mosque
Mamure hamamı, Mamure kalesinin yol aşırı kuzeyinde yer alır. Hamamın giriş bölümü yıkılmış, soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümleri sağlam olarak zamanımıza gelebilmiştir.
Küçük ölçekteki yapı ahşap hatıllarla desteklenmiş moloz taşla inşa edilmiştir.
Hamamın iç bölümlerinde kubbeye geçiş üçgen pandantiflerle sağlanmıştır.
Yapı zamanla tahrip olduğu için sonradan yapılan onarım sıvaları duvar freskolarının tahrip olmasına neden olmuştur.
Yapı Mamure kalesinin mamur edildiği tarihte Karamanoğulları tarafından yaptırılmış olması gerekir.
Ala Köprü, Anamur - Ermenek karayolunun 13. km.sinde Dragon çayı üzerinde yer alır.
Ana yatak üzerinde 19.65 m. açıklığında tek gözlü bir köprüdür. Köprüde ayrıca taşkın suları için bir boşaltma gözü doğu yönüne yerleştirilmiştir.
Ana kemerin yapısı, çok önemli bir işçilik ve sağlam traverten malzemeyle yapılmıştır.
Uzunluğu 54 m. olan köprünün korkulukları dıştan belirmeksizin tempan duvarının uzantısıyla sonuçlanır.
Yazıtı olmayan köprü, 14. yüzyılda Karamanoğulları tarafından yaptırılmış bir mimarlık harikasıdır ve halen kullanılmaktadır.
Ala Köprü -Ala Bridge
Tol Kervansarayı Alanya karayolunun 22. kilometresinde, Demirören köyünde yer alır.
Yörenin sert kırmızı ve sarı renkli kayan ve moloz taşları ile inşa edilmiş yapı, güney kuzey yönünde iki sahınlı olup yuvarlak tonoz örtülüdür.
Yapılış tarihini belirten herhangi bir yazıt bulunmamakla birlikte 14-15. yüzyıllara ait olmalıdır.
Akarca mahallesinde merkezi planlı tamamen kesme taştan kubbeli bir camidir.
Camiye batı yönünde basık kemerli taş kapıdan girilir. Girişin tam karşısında fazla derinliği olmayan taş mihrap sağda orijinal olmayan ahşap minber yer alır.
Yapıda köşelerde ve yan duvarlar üzerinde sağır sivri kemerli açıklıklarda duvar içine gömülmüş yuvarlak iç dolgu ile geleneksel Türk mimarisinde pek görülmeyen tarzda kubbeye geçiş sağlanmıştır. Sağır kemerlerin ayakları üçgenimsi payandalarla desteklenmiştir.
Girişin solunda zamanında ahşap olan güdük minaresinin yerinde yivli tek şerefeli minaresi kaide üzerinde yükselir.
Giriş kapısının hemen üzerinde yer alan altı satırlık yazıda 1326 H. tarihi okunmakla birlikte yazıt orjinal değildir.
Akarca mahallesinde Ak caminin karşısında yer alan yapı moloz ve kayan taşından inşa edilmiş olup, tek sahınlı ve tonoz örtülü bir yapıdır.
Altı Kapı Hanı -Altı Kapı Khan
Anamur-Antalya karayolunda “Kharadrus”un kuzey batısındaki yaklaşık 800 m.'lik bir yolu izleyerek Altı Kapı Hanına ulaşılır.
Yörenin siyah ve sarı renkli taşı ile kayan taşından araları Horasan harçlı olarak inşa edilmiş Altı Kapı Hanında doğu - batı yönünde yuvarlak kemerli altı giriş kapısı birbirine bitişik altı yuvarlak tonozlu mekana açılır. Bu mekanların önünde yine yuvarlak tonozlu payandalarla taşınan revak yer alır.
Yapı 14 - 1 5. yüzyıllara ait olmalıdır.
Anamur-Gazipaşa yolunun 15. kilometresinde solda deniz kenarında sık ormanlık sahada, hakim bir tepe üzerinde yer alan Çoban Kalesi, geniş avlu çevresinde çok sayıda odalardan oluşan bir plana sahiptir. Avlu içinde uzun dikdörtgen pencere uygulamalarıyla duvarlarda hareketlilik sağlanmıştır. İki katlı yapı yüksek duvarlarıyla gotik etki yaratır.
16 - 17. yüzyıllara ait yapı bir Osmanlı derebeyine ait olmalıdır.
Anemurium antik kentinde Amerikalı ve Kanadalı bilim adamları tarafından 1960 yılında başlatılan bilimsel arkeolojik kazılar yöredeki tüm kültürel kalıntıların değerlendirilmesi amacıyla Anamur ilçesine bir müze yapılması fikrini ortaya çıkarmıştır.
Müze binasının ilk temeli 1976 yılında Yalıevleri mahallesinde tahsis edilen arsa üzerine atılmıştır. 1990 yılında inşaat işlemlerinin tamamlanmasından sonra 1992 yılında teşhir ve tanzim çalışmaları sonuçlandırılmıştır.
Zamanında müzenin sağlıklı bir binasının olmaması nedeniyle; Anemurium kazılarında ortaya çıkartılan kültür ve tabiat varlıklarını Alanya Müzesinde, İlçe çevresinde ele geçen diğer eserler ise Silifke Müzesinde toplanmaya başlanmıştır.
Amerika ve Kanada'nın ortak, daha sonra sadece Kanada Kolombiya Üniversitesi'nce sürdürülen Anemurium Antik Kenti arkeolojik kazılarının yanı sıra 1986 yılından itibaren Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Levent ZOROĞLU'nun Aydıncık (KELENDERIS) kazıları başlatılmıştır.
Alanya ve Silifke Müzelerinden getirilen Anamur kaynaklı eserlerin yanı sıra Erdemli Müzesinden getirilen eserler ve Anamur halkının büyük bir duyarlılıkla getirdiği eserlerin sayısı bu gün için 9000 adete yaklaşmıştır.
Müze binasında üst katta idari odalar, kütüphane, fotoğrafhane, konferans salonu, alt katta kafeterya, etnografik ve arkeolojik seksiyonlar, eski eser depolan ve laboratuar yer alır.
Etnografik seksiyonda göçebelik dönemi ile yerleşik döneme geçinceye kadar ki tarihsel süreç içerisinde bu yörelerde ele geçirilen folklorik eşyalar sergilenir.
Etnografik seksiyonda yörede Bönce, Çiğni Düşük, Ala Aynalı ve Boncuklu olarak tanınan kilim örnekleri ile üzeri çizgi kazıma ile dekorlandırılmış ahşap kahve değirmeni, kahve soğutucusu, kahve kutusu, aynalık, sedef kakmalı çekmece, ahşap kaşıklık, barutluk, ahşap urup, dibek, aşık sopası, kazıma stampa ve repousse tekniğinde çeşitli madeni kap kacak yanında niello tekniğinde savatlanmış kılıçlar, çoban tabancaları, filigre tekniğinde gümüş sallama, gerdanlık, küpe, gibi çeşitli takılar, bakır kazan ve para kesesi, deve yuları, saat örnekleri ve benzeri sayısız eser yer alır.
Arkeolojik seksiyonda Anemurium, Nagidos ve Kelenderis'ten gelen eserler ve her döneme ait sikke örnekleri yanında çeşitli amphoralar sergilenir.
Anamur'un batısında Ovabaşı köyü yolu üzerinde 5. km'de sağda, köy içinde ve kuzeyindeki hakim tepeler üzerinde çok geniş bir alana yayılan Kalınören köyü kalıntılarının bulunduğu yere gelinir. George Evart Bean ve Terence Bruce Mitford 1964-1968 yılları arasında Kilikya'da yaptıkları incelemeleri sonucunda hazırladıkları Batı Kilikya'da bulunan antik yerleri gösteren haritaların da bugünkü Kalınören köyünün yerini TITIOPOLIS olarak işaretlemişlerdir.
Ören yerinde Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerini içine alan kalıntılar yer alır.
Titiopolis antik çağlarda Anemurium'a bağlı olmayan bir site konumunda idi.
Antik kentte bugün görülmeyen bouleuterion, ninfeum, odeon, tiyatro gibi yapılar büyük bir olasılıkla köy yerleşmesinin altında kalmıştır.
Kenti düzenli olarak çeviren sur duvarları kabaca yontulmuş irili ufaklı çok köşeli taşlardan yapılmıştır.
Köy girişinde solda bahçeler içerisinde sert gri renkli taştan burmalı sütun çok önemli bir yapıya ait olması gerekir. Bahçeler içerisindeki mozaik tabanlı mekanların işlevlerinin ne olduğu dahi anlaşılmamaktadır.
Tepelere doğru çıkıldıkça ilk önümüze çıkan hamam yapısı büyük bir olasılıkla bir gimnazyum yapısı olmalıdır.
Titiopolis Bazilika - Titiopolis Basilica
Hamamın batısında narteksi belirgin üç sahınlı bazilika yer alır. Yapıda sintronon basamakları vardır. Apsisin sağında ve solunda diakonion odaları yer alır. Bu odalar apsisin arkasında revakla desteklenmiş çok amaçlı bazilika tipini gösterir.
Köy yerleşmesinin kuzeyinde, surlarla çevrili akropol kalıntıları içerisinde bazilika, hamam ve nekropol sahalarının bulunuşu buranın bir şehir gereksinimine yanıt verecek biçimde ele alındığını gösterir.
Yukarı şehirde bulunan batı ve doğu bazilikaları tamamen tahrip olmuştur. Yapıların zeminleri gri ve beyaz renkli mozaiklerle geobitkisel süslü olarak dekore edilmiştir.
Titiopolis Mezar-Titiopolis Hereon
Dini yapıların doğusunda görkemli mezarların bulunduğu nekropol alanı yer alır. Buradaki kesme taştan, iki katlı tonozlu mezarlar yüceltilmiş birkaç ayrıcalıklı kişinin anıtsal mezarlarıdır.
Akropol'ün doğu yamacında kapakları templum in antis tarzında gri renkli sert taştan dikdörtgen formunda oyularak yapılmış sarkofaj'ın cephesinde; kanatlarını açmış kartal figürü, yanlarda girlandları taşıyan bukranion ve medusa başları görülür. Bu lahtin hemen yanında ön yüzünde elinde asa tutan sepha üzerinde oturan erkek figürü lahtin ön yüzüne işlenmiştir.
Kalınören'deki ilginç yapılardan biri de akropolün kuzey ucunda yer alan tonoz örtülü üç ayrı mekanlı tylos tipli hamamdır. Hamamın su gereksinimi 20 m. ilerdeki ninfeumdan sağlanıyordu.
Titiopolis Halk Hamamı - Titiopolis Public Bath
Titiopolis Sarkofaj -Titiopolis sarcophagus
Titiopolis Sarkofaj - Titiopolis sarcophagus
Anemurium kentinin kalıntıları Nagidos'un yaklaşık 30 km. batısında, Anadolu’nun güneyindeki en uç noktasında bulunan Anamur burnunun doğuya bakan yamaçlarında yer alır. Kentin ne zaman kurulduğu hakkında herhangi bir bilgimiz olmadığı gibi Roma imparatorluk çağı öncesine giden kalıntılara da bugüne kadar henüz rastlanmamıştır. Kentin adı sadece bir liman listesinde geçtiği için onun İ.Ö. 4. yüzyılda var olduğunu söyleyebiliyoruz. Anemurium adının "rüzgarlı yer" anlamında kullanıldığı da antik kaynaklarca ifade edilir. İ.S. 1. yüzyılda kentin çevresine ilk surlar yapıldığı, bir süre Kommageneli Antiochos'un (İ.S.38-72) yönetimine bırakıldığı bize ulaşan tarihi bilgiler arasındadır. Kıbrıs'a yakın olması yüzünden özellikle Romalılar zamanında bir ara istasyon konumunda olan Anemurium, aynı zamanda kara yoluyla, Toroslardaki en önemli Roma kentlerinden biri olan Germanikopolis ile bağlantılıydı. Böylece, bu bölgedeki doğal kaynakların ihraç edildiği önemli bir ticaret kenti olmuştur. Anemurium İ.S. 260'da Sasaniler tarafından ele geçirilir. İ.S. 4. ve 5. yüzyıllarda Toroslardan gelen korsanlar kenti sık sık tahrip ederler. İ.S. 650 yılında Arap akınlarına uğrayan kent bu tarihten soma terk edilir. 12 ve 13 yüzyıllarda Selçuklular ve Karamanoğulları hakimiyetine giren kent böylece Türk egemenliğine geçer.
Anemurium 19. yüzyılda İngiliz Francis Beaufort'un Akdeniz'de yaptığı Keşifler sonucunda batı dünyasına tanıtılmıştır. 1960 yılında Toronto Üniversitesinden Elisabeth Alfoldi Rosenbaum tarafından kazılar başlatılmıştır. Daha sonra Kanada'lı Prof. James Russel tarafından kazılar ve diğer bilimsel çalışmalar sürdürülmüş 2000 yılında kazılara son verilmiştir.
Kroki 1 - Kroki 1 (T.Boyd)
Anemurium Genel - View of Anemurium